RODOS

1920'li yıllarda modernleşen Rodos Adası'nın tarihi milattan önce 5. yüzyıla kadar dayanır. Bir süre Bizans ve Roma imparatorluklarının hakimiyetinde olan ada 15. yüzyılda ST.Jean şövalyelerinin yaşadığı bir şehir haline gelmiştir. Gerek stratejik konumu, gerekse sahip olduğu kültürel mirasları ile dünyanın 7 harikasından biri olan Rodos Heykeli, adayı ziyaret eden tatilcilerin en uğrak yeri. Yunanistan'a bağlı 12 adanın en büyüğüdür Rodos, UNESCO tarafından "kültürel miras" olarak koruma altına alınmış. St. John şövalyelerinin izlerini taşıyan tarihi kıyıların güzelliğinde fotoğraf çekmek sizin için bir tutku haline dönüşecek.

Adayla ilgili pek çok efsane vardır. En inanılanı ise; Rodos'un tanrılar tarafından denizin dibinden çıkarıldığıdır. Yunan mitolojisinde güneşi temsil eden Helen Tanrısının adanın koruyucusu olduğuna inanılır. Rodos'ta tatil adına arayabileceğiniz her şeyi bulabilirsiniz. Rodos seyahatinizde gezebileceğiniz pek çok yer var. Dar sokakların içerisindeki evlerin yanı sıra Apollon Tapınağı, Mandraki Limanı ve Antik Tiyatro mutlaka görülmesi gereken yerlerden… St. John şövalyelerinin izlerini taşıyan caddeler, kiliseler, saraylar ve Türk adını taşıyan camiler görülmeye değer yapılar.

Rodos'a uzaktan baktığınızda şehrin ikiye ayrıldığını göreceksiniz. Eski ve Yeni olmak üzere ikiye ayrılan şehrin, Eski adı verilen kısmı ziyaretçilerin en çok dikkatini çeken bölümdür.Eski Şehir, Ortaçağa ait 6 kapıdan oluşan bir kalenin içine kurulmuş bir şehir. Yüzyıllar önce yaşanmış olaylar, atlı şövalyelerin gezdiği dar sokaklar, kalenin mistik havası ve içerisinde bulunan yapıları ile ilgi çekiyor. rasında yer alıyor.